Listeler yayından kaldırıldı 18 Aralık 2024
Travma ve İyileşme
№37375 Oluşturuldu: [tarih]
Tür:
Gelişim psikolojisi
bağlayıcı:
yumuşak
Yazar:
Judith Herman
Yayın Evi:
Literature Publishing
Dil:
Turkish
Yayınlandığı yıl:
2007
"Vahşete karşı normal tepki, onu akıldan çıkarmaktır. Toplumsal sözleşmenin bazı ihlalleri yüksek sesle söylenemeyecek kadar korkunçtur; bunun için kullanılan kelime 'söylenemez'dir."
Savaş gazileri, aile içi şiddet ve tecavüz mağdurları, çocukluk istismarı ve ensest mağdurları... "Söylenemez" olana, vahşete tanık olanlar... Ve taraf tutması gereken seyirciler... Failin yanında yer almak caziptir çünkü her fail seyircinin hiçbir şey yapmasını istemez. Kötü olanı görmeme, duymama veya konuşmama yönündeki evrensel arzuya hitap eder. Ve güçlü bir insan hakları hareketinin yokluğunda, aktif tanıklık süreci kaçınılmaz olarak aktif unutma sürecine yol açar. Bastırma, ayrışma ve inkar, hem bireysel bilincin hem de toplumsal bilincin fenomenleridir. Travmayı bir hastalık olarak tıbbi literatüre yerleştiren ve böylece tıp tarihine giren Travma ve İyileşme adlı eserinde Judith Lewis Herman, özellikle aile içi ve cinsel şiddet konularına odaklanıyor ve hiç kimsenin travmayla tek başına yüzleşemeyeceğini vurguluyor. Hastalığın doğru teşhisinin, hastanın güvenliğinin sağlanmasının ve hasta ile terapist arasındaki ilişkinin iyileşme yolundaki temel adımlar olduğunu belirten Herman, geçmişte ve günümüzde hem psikiyatri alanında hem de toplumsal yaşam ve hukukta egemen olan ataerkil anlayışın kadın sorunlarını, özellikle kadına yönelik şiddet ve tecavüzü ele almada yetersiz kaldığını, hatta yanlış sonuçlara ulaştığını savunuyor. Travma ve İyileşme, mağdurların tanıklıklarına dayanan, bu alanda büyük bir boşluğu dolduracak, hem doktorların hem de konuya ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken kapsamlı bir çalışma.
Savaş gazileri, aile içi şiddet ve tecavüz mağdurları, çocukluk istismarı ve ensest mağdurları... "Söylenemez" olana, vahşete tanık olanlar... Ve taraf tutması gereken seyirciler... Failin yanında yer almak caziptir çünkü her fail seyircinin hiçbir şey yapmasını istemez. Kötü olanı görmeme, duymama veya konuşmama yönündeki evrensel arzuya hitap eder. Ve güçlü bir insan hakları hareketinin yokluğunda, aktif tanıklık süreci kaçınılmaz olarak aktif unutma sürecine yol açar. Bastırma, ayrışma ve inkar, hem bireysel bilincin hem de toplumsal bilincin fenomenleridir. Travmayı bir hastalık olarak tıbbi literatüre yerleştiren ve böylece tıp tarihine giren Travma ve İyileşme adlı eserinde Judith Lewis Herman, özellikle aile içi ve cinsel şiddet konularına odaklanıyor ve hiç kimsenin travmayla tek başına yüzleşemeyeceğini vurguluyor. Hastalığın doğru teşhisinin, hastanın güvenliğinin sağlanmasının ve hasta ile terapist arasındaki ilişkinin iyileşme yolundaki temel adımlar olduğunu belirten Herman, geçmişte ve günümüzde hem psikiyatri alanında hem de toplumsal yaşam ve hukukta egemen olan ataerkil anlayışın kadın sorunlarını, özellikle kadına yönelik şiddet ve tecavüzü ele almada yetersiz kaldığını, hatta yanlış sonuçlara ulaştığını savunuyor. Travma ve İyileşme, mağdurların tanıklıklarına dayanan, bu alanda büyük bir boşluğu dolduracak, hem doktorların hem de konuya ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken kapsamlı bir çalışma.
№37375 Oluşturuldu: [tarih]